Genel
Vergi Mahremiyeti (GizliliÄŸi)
Vergi idaresi, vergi yargısı, vergi mevzuatına göre kurulan komisyonlar, vergi mevzuatına göre vergi ile ilgili iÅŸlerde kullanılan bilirkiÅŸiler ve kendilerine bilgi verilen kiÅŸi ve kurumların; mükellefler tarafından (mükellefin ve mükellefle ilgili kimseler hakkında) sunulan bilgilerin saklı tutulacağı ve üçüncü kiÅŸilere açıklanmayacağı hususunda güvence oluÅŸturulması vergi mahremiyeti olarak adlandırılmaktadır.
Vergi mahremiyetinin sınırını toplum ile vergi mükellefinin bireysel çıkarları arasındaki denge oluÅŸturmakta ve, toplum çıkarları gözetilerek vergi güvenliÄŸini saÄŸlamak amacıyla yapılacak uygulamalar vergi mahremiyetinin ihlali olarak deÄŸerlendirilmemektir. ÖrneÄŸin, bankaların vergi tahsilatı yapabilmeleri ve bu iÅŸlemin vergi mahremiyetine engel teÅŸkil etmesini önlemek açısından, vergi mahremiyetini düzenleyen maddede 4962 sayılı Kanun ile yeni bir düzenleme yapılmıştır.
Bu çerçevede, Vergi Usul Kanunu’nun 5 inci maddesinde belirtilen kiÅŸi ve kurumlar vergi mahremiyeti ile ilgili hükümlere uymak durumundadırlar.
Vergi mahremiyetine (gizliliÄŸi) iliÅŸkin hükümleri ihlal edenler hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun 198'inci maddesinde yazılı cezanın iki katı uygulanacağı ve bu ÅŸekilde verilecek cezanın iki aydan az olamayacağı hüküm altına alınmıştır. Kanuni Temsilciler
Kanuni temsilciler, küçük ve kısıtlılarla küçük ve kısıtlılar ile tüzel kiÅŸilerin ve tüzel kiÅŸiliÄŸi olmayan teÅŸekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düÅŸen ödevleri yerine getirmekle yükümlü olanlardır.
Kanuni temsilcilerin ödevleri mükellef ve vergi sorumlusunun ödevlerinden farklı deÄŸildir. Vergi kanunlarına aykırı hareketleri halinde, vergi aslı, gecikme faizi gibi vergi aslına baÄŸlı alacaklar ve cezalardan belli ÅŸartlarda sorumlu tutulurlar. Küçük ve kısıtlılara ait vergi ödevlerinin kanuni temsilcisi tarafından yerine getirilmemesi dolayısıyla tahsil edilemeyen vergi alacağı küçük ve kısıtlının varlığından alınamadığında, kanuni temsilci vergi aslını kendisi ödemek zorunda kalacaktır. Vergi aslına uygulanacak olan gecikme zammı ve faizi gibi vergi cezaları da yine kanuni temsilciden tahsil edilecektir. Burada vergi aslına nazaran fark vergi cezalarında sorumluluÄŸun tamamen kanuni temsilciye ait olması ve söz konusu cezaların tahsili direkt olarak kanuni temsilciden yapılmasıdır. Ayrıca küçük ve kısıtlıların temsilinde vergi cezaları gibi, hapsi gerektiren ve ceza mahkemelerince hüküm olunacak diÄŸer cezaların muhatabı da kanuni temsilcilerdir. Tüzel kiÅŸilerde ise kanuni temsilcinin sorumluluÄŸu vergi aslı, vergi aslına baÄŸlı alacaklar ve vergi cezalarında aynıdır. Kanuni temsilciler bakımından vergi borçluluÄŸu sıfatı, asıl mükellef olan tüzel kiÅŸiye ödeme emri çıkartılıp, alacağın tahsiline iliÅŸkin takibatın tamamen olumsuz sonuçlanması halinde sözkonusu olmaktadır. Bu durumlarda, borçlu sıfatını haiz kanuni temsilciler hakkında ödeme emri tanzimi suretiyle takibe konu vergi alacağının takip ve tahsiline baÅŸlanılmaktır.
Genel olarak ödeme emri iptalinin, (borcun ödenmiÅŸ olması veya ilgilinin vergi borçlusu olmadığının hukuki ve maddi sebeplerle tespiti gibi haller hariç olmak üzere) kanuni temsilcinin vergi borçlusu sıfatını ortadan kaldıran bir etkisi olmamaktadır.
Vergi Affı
Vergi afları sadece Ülkemizde gündeme gelen bir olay olmayıp, farklı sıklıklar ile tüm dünyada ortaya çıkmaktadır.
Vergi yasalarında vergi affı ile ilgili bir hüküm olmamasına karşın çeÅŸitli zamanlarda çıkartılan yasalar ile vergi aslı, gecikme faizleri, gecikme zamları ve vergi cezaları affedilmiÅŸtir. Vergi affı yasaları genelde belli dönemlere iliÅŸkin vergiler ve bu vergilerle ilgili olarak kesilmiÅŸ cezaları kapsamıştır. Bu yasaların çoÄŸunda vergi cezaları affedilirken vergi aslının ödenmesi hükme baÄŸlanmıştır. Bunlara ilave olarak, mükellefler kapsamı vergi affına imkan veren yasa hükümlerine baÄŸlı olarak, belli dönemlere iliÅŸkin olarak ek vergi ödemek suretiyle zamanaşımına uÄŸramamış olan vergi dönemlerindeki yükümlülükleri için vergi denetimi geçirme riskini ortadan kaldırmaktadırlar.
Vergi İhbarnameleri
Vergi Usul Kanununun 34 üncü maddesinde, ikmalen ve re’sen tarh edilen vergilerin ihbarname ile ilgililere tebliÄŸ edileceÄŸi, nev’i ve doÄŸuÅŸu ayrı olan vergiler için ayrı ihbarname kullanılacağı hükme baÄŸlanmıştır.
İhbarname esasında tarh edilen vergiler itiraz edilmediÄŸi takdirde, mükellefe tebliÄŸ tarihinden itibaren 30 günlük dava açma süresinin geçmesi ile vergilerin tahakkuku ve cezanın kesinleÅŸmesi nedeniyle sözkonusu vergi ve cezaların bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir.
Vergi Borcunun veya Vergi Alacağının Ortadan Kalkması
Mükellef açısından vergi borcunun, kamu idaresi açısından vergi alacağının hangi durumlarda ortadan kalkacağı Vergi Usul Kanununda hükme baÄŸlanmıştır. Bunlar:
1. Ödeme, 2. Zamanaşımı, 3. Terkin (Vergi borcunun silinmesi/ortadan kaldırılması),
4. Tahakkuktan vazgeçme,
5. Vergi hatalarını düzeltme ve reddiyat,
6. UzlaÅŸma,
7. Yargı kararı,
8. Ölüm nedeniyle mükellefiyetin sona ermesi,
9. Cezalarda indirim,
10. Vergi affı.
Vergi borcunu ortadan kaldıran nedenlerden en doÄŸalı ödemedir. Ödeme, vergi borcunun yükümlü tarafından yasalara uygun biçimde yerine getirilmesidir.
Ödeme dışında vergi borcunu kaldıran en önemli nedenlerden biri zamanaşımıdır. Zamanaşımı, bir hakkın kazanılması veya kaybedilmesi için kanunda gösterilen sürenin geçmiÅŸ olması demektir. Zamanaşımında talep ve dava hakkı düÅŸer. Zamanaşımı süresinin baÅŸlangıcı vergi alacağının doÄŸduÄŸu takvim yılını izleyen takvim yılının başıdır. Vergi Usul Kanununda, vergi idaresi ve mükellefin karşılıklı hak ve mükellefiyetleri beÅŸ yıllık zamanaşımı süresi ile sınırlanmıştır. Vergi borçluluÄŸunu sona erdiren nedenlerden bir diÄŸeri terkindir. Genel olarak vergi terkini, tahakkuk etmiÅŸ veya tahsil edilmiÅŸ bir verginin, tahakkuk kaydının iptali yahut tahsil edilen verginin mükellefe red ve iadesi suretiyle vergi alacağını ortadan kaldıran bir iÅŸlemdir. Vergi hataları, tabii afetler ve yargı organlarının kararı nedeniyle vergi terkin edilebilir. Hata düzeltme, uzlaÅŸma, yargı kararı, ölüm, ceza indirimi ve af vergi borcunu kaldıran diÄŸer nedenlerdir. Dava Açma
Vergi davasında konu, vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doÄŸan iÅŸlemin iptali, tarhiyatın terkini, tahsil edilmiÅŸ vergilerde iade, haciz, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk iÅŸlemlerinin kaldırılması ile ilgilidir.
Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilirler.
Vergi dairesi tadilat ve takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı vergi mahkemesinde dava açabilir. Gerçek kiÅŸi durumundaki mükellefler, davalarını bizzat veya vekil vasıtası ile açarlar. Vekilin avukat olması ÅŸarttır. Küçük ve kısıtlılar ile tüzel kiÅŸilerde, dava kanuni temsilcileri tarafından açılır. Hazine adına dava açma yetkisi ise vergi dairesi müdürüne aittir. Vergi mahkemelerinde dava açma süresi esas itibariyle otuz gündür. Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doÄŸan uyuÅŸmazlıklarda: - Tahakkuku tahsile baÄŸlı olan vergilerde tahsilatın; - TebliÄŸ yapılan hallerde veya tebliÄŸ yerine geçen iÅŸlemlerde tebliÄŸin;
- Tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin;
- Tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı;
- İdarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiÄŸi;
tarihi izleyen günden baÅŸlamaktadır. Normal dava açma süresi geçtikten sonra dava hakkı düÅŸer. Otuz günlük dava açma süresi, baÅŸladığı gün dikkate alınmayarak, izleyen günden itibaren otuzuncu günün çalışma saati sonunda biter. Tatil günleri süreye dahildir. Ancak sürenin sonu tatil gününe rastladığında, süre tatil gününü izleyen günün çalışma saatinin bitiminde sona erer. Mükellefler beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamazlar. Ancak Vergi Usul Kanunun vergi hatalarına ait hükümleri saklıdır. Dinlenme Talebi Danıştay ve Vergi Mahkemelerinde yapılacak duruÅŸmalarda, iddia ve savunmanın gerekli kıldığı hallerde, mahkeme vergi davasına konu olan tarhiyatın dayanağı incelemeyi yapmış bulunan inceleme elemanları ile, mükellefin duruÅŸmada hazır bulundurduÄŸu mali müÅŸaviri veya muhasebecisini de dinler. Bu iÅŸlem için dava sürecinde mükellefler dinlenme talep ederler.
UzlaÅŸma Gerek tarhiyat öncesi gerekse tarhiyat sonrası uzlaÅŸma; ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyat konusu vergi ve cezalar hakkında mükellef ile vergi idare arasında, vergi ve/veya cezada belli bir indirim yapılması esasına dayanan, uyuÅŸmazlığın yargı organlarına intikal etmeden, kısa sürede tahsil edilmesi saÄŸlayan bir anlaÅŸma uzlaÅŸmayı ifade etmektir.
Mükellefin talebi ile vergi incelemesine dayanılarak tarh edilecek vergilerle kesilecek cezalarda (344 üncü maddenin üçüncü fıkrası uyarınca vergi ziyaı cezası kesilecek tarhiyata iliÅŸkin vergi ve ceza hariç) tarhiyat öncesi uzlaÅŸma yapılabilmektedir. Tarhiyat öncesi uzlaÅŸma ile uzlaÅŸma yapılması halinde tutanakla tespit edilen bu husus hakkında dava açılamaz ve hiçbir mercie ÅŸikayette bulunulamaz. Uzlaşılan vergi miktarı üzerinden, Vergi Usul Kanunun 112 nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanır. Tarhiyat öncesi uzlaÅŸmanın temin edilememiÅŸ veya uzlaÅŸma müzakeresinde uzlaÅŸmaya varılamamış olması halinde mükellefler veya ceza muhatabı olanlar verginin tarhından ve cezanın kesilmesinden sonra uzlaÅŸma talep edemezler. UzlaÅŸmada talep hakkı, mükellefe aittir. Tüzel kiÅŸiler ve küçük kısıtlıların tarhiyata muhatap olmaları halinde uzlaÅŸma talebi kanuni temsilcileri aracılığı ile yapılır.
UzlaÅŸma talebinin vergi ve ceza ihbarnamesinin mükellef tarafından kabul edildiÄŸi tarihten itibaren 30 gün içinde yetkili uzlaÅŸma komisyonuna yapılması gerekir.
Tarhiyat sonrası uzlaÅŸmalarda yetkili komisyon, mükellefin baÄŸlı olduÄŸu vergi dairesinin bulunduÄŸu il veya ilçe merkezindeki komisyondur. İl merkezlerinde uzlaÅŸma komisyonu baÅŸkanı defterdar olup dilekçenin defterdarlığa verilmesi gerekir. İlçelerde ise uzlaÅŸma komisyonu baÅŸkanı bağımsız vergi dairesi müdürüdür. Belli tutarları aÅŸan vergi ve cezalar Gelir İdaresi BaÅŸkanlığı’nda oluÅŸturulan merkez. UzlaÅŸma komisyonu tarafından sonuçlnadırılır.
Üzerinde uzlaşılan ve tutanakla tespit edilen hususlara karşı dava yoluna gidilmesi mümkün deÄŸildir.
UzlaÅŸma konusu yapılan vergi ve cezalar, uzlaÅŸma tutanağı vergi ve cezaların ödeme zamanlarından önce ilgiliye tebliÄŸ edilmiÅŸse, kanuni ödeme zamanlarında, ödeme süresinden sonra tebliÄŸ edilmiÅŸse tebliÄŸ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir.
Uzlaşılan vergi ve cezanın vadesinde ödenmemesi, uzlaÅŸmayı hükümsüz kılmaz. Vadesinde ödenmeyen vergi ve ceza için Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca takibat yapılır. Sürelerin Uzatımı
Vergilendirme ile ilgili ödevlerin kanunlarda belirtilen süreler içinde yerine getirilmesi gerekir. Herhangi bir ödevin süresi geçtikten sonra yapılması gecikme faizi veya zammı ile ceza uygulanmasını gerektirir.
Vergi kanunlarıyla veya idarece tespit edilen süreler, bazı hallerde iÅŸlemezler. Mücbir sebepler, zor durum sebebi ve ölüm hali gibi nedenlerle bu süreler durdurulabilir veya uzatılabilir. ÖrneÄŸin, Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtildiÄŸi üzere; memleketi terk ve ölüm gibi mükellefiyetin kalkmasını mucip haller dolayısıyla beyan üzerine tarh olunan vergiler, beyanname verme süreleri içinde ödenir. Mükellefin, vadeleri mezkûr süreden sonra gelen vergileri de aynı süre içinde alınır. Memleketi terk edenlerin, ölenlerin veya benzeri haller dolayısıyla mükellefiyetleri kalkanların ikmalen, re'sen veya idarece tarh olunan vergileri tahakkuk tarihinden baÅŸlayarak bir ay içinde ödenir. Ancak aynı fıkrada yazılı tahsil süreleri Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun mucibince teminat gösterildiÄŸi takdirde, Vergi Kanunu ile belli taksit zamanına kadar ve taksit zamanı geçmiÅŸ ise üç ay uzatılır.
Sürenin uzatımı veya durdurulması vergiyi doÄŸuran olayı etkilemez. Sadece vergilendirme ile ilgili görevin geç yapılmasına imkan saÄŸlar.
İtiraz
İtiraz, mükellefin tek hâkim kararına karşı bölge idare mahkemesine baÅŸvurma hakkıdır.
Vergi mahkemelerinin tek yargıçla verdiÄŸi kararlara otuz gün içinde bölge idare mahkemesinde itiraz edilebilir.
Temyiz
Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararları, baÅŸka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda temyiz edilebilir.
Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliÄŸ tarihini izleyen otuz gün içinde danıştayda temyiz yoluna baÅŸvurulabilir. İdare ve vergi mahkemelerinin itiraz yolu açık olan kararları temyiz edilemez.
Yargılamanın Yenilenmesi Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında yargılamanın yenilenmesi istenebilir. Yargılamanın yenilenmesi için aÅŸağıdaki ÅŸartların bulunması gereklidir.
- Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doÄŸan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiÅŸ olması,
- Karara esas olarak alınan belgenin sahteliÄŸine hükmedilmiÅŸ veya sahte olduÄŸu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuÅŸ veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiÅŸ olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,
- Karara esas olarak alınan bir ilâm hükmünün, kesinleÅŸen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması, - BilirkiÅŸinin kasıtla gerçeÄŸe aykırı beyanda bulunduÄŸunun mahkeme kararıyla belirlenmesi, - Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması, - Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara baÄŸlanmış bulunması, - Çekinmeye mecbur olan baÅŸkan, üye veya hâkimin katılmasıyla karar verilmiÅŸ olması, - Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut baÅŸka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiÅŸ bulunması. - Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair SözleÅŸmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiÄŸinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleÅŸmiÅŸ kararıyla tespit edilmiÅŸ olması. Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiÅŸ olan mahkemece karara baÄŸlanacağı hüküm altına alınmıştır. Yargılamanın yenilenmesi süresi, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut baÅŸka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiÅŸ bulunması sebebi için on yıl, diÄŸer sebepler için altmış gündür. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleÅŸtiÄŸi tarihi izleyen günden baÅŸlatılarak hesaplanır. Kararın Düzeltilmesi Danıştay Dava Daireleri ve İdarî veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar ile bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliÄŸ tarihini izleyen onbeÅŸ gün içinde taraflarca; - Kararın esasına etkisi olan iddia ve itirazların, kararda karşılanmamış olması,
- Bir kararda birbirine aykırı hükümler bulunması,
- Kararın usul ve kanuna aykırı bulunması,
- Hükmün esasını etkileyen belgelerde hile ve sahtekârlığın ortaya çıkmış olması,
hallerinde kararın düzeltilmesi istenebilir.
Danıştay Dava Daireleri ve İdarî veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurulları ile bölge idare mahkemeleri, kararın düzeltilmesi isteminde ileri sürülen sebeplerle baÄŸlıdırlar. Kararın düzeltilmesi istekleri esas kararı vermiÅŸ olan daire, kurul ve bölge idare mahkemesince incelenir. Dosyanın incelenmesinde tetkik hakimliÄŸi yapanlar, aynı konunun düzeltme yoluyla incelenmesinde bu görevi yapamazlar. |
